KİTAPLARIM

Yıllar boyunca okuduğum kitapların bir listesini tuttuğum ve kitapların konularına da yer verdiğim kütüphaneme hoşgeldiniz!

Fotoğrafım
Ad:
Konum: Istanbul, Türkiye
myspace layouts

myspace layouts

MySpace Layouts

MySpace Layouts

  • Antoloji
  • Yeni Sayfa
  • Timas Yayınları
  • Pazartesi, Şubat 27, 2006

    Yüreğinin Götürdüğü Yere Git- SUSANNA TAMARO


    Genç İtalyan yazarı Susanna Tamaro'nun bu kitabı, yayımlandığında İtalya'da büyük yankılar uyandırmış, yıl boyunca en 'çok satan kitaplar' listesinin başından inmemişti. Umberto Eco'nun 'Gülün Adı' romanından sonra, en başarılı İtalyan romanı olarak karşılanan Yüreğin Götürdüğü Yere Git, seksen yaşında bir büyükannenin, uzaklardaki torununa yazdığı mektuplardan oluşuyor. Alabildiğine yalın, gündelik konuşma diliyle yazılmış olan bu sevgi dolu mektuplar, hem bir içdöküş, hem de bir bilgenin vasiyeti niteliğinde. Yaşlı büyükanne, bu mektuaplardan, kendisinin ve kızının dokunaklı yaşamlarını gizli kalmış yönlerini açığa vururken, kendine karşı bir iç hesaplaşmayı da birlikte yürütüyor. Değişen gelenekler, alt üst olmuş değerler karşısında hissettikkerini, torununa sevgiyle aktarmaya çalışan bu yaşlı kadın, gençliğinde yapmayı göze alamadığı şeyleri yapmasını torununa öğütlerken, bir yerde şöyle diyor: "Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yaptığımız yolculuktur; o özgün çağrıya kulak vermeli, yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz " Dünyanın dört bucağında olduğu gibi, ülkemizde de çok sevilerek okunan bu yazardan iki kitap daha yayımladık "Anima Mundi ve Tek Ses İçin . Onları da seveceğinizi umarız.

    Ramses-III- Kadeş Savaşı- CHRİSTİAN JACQ

    Silah gücü çok üstün olan Hitit ordusu tarafından tehdit edilen Mısır' ın, büyük bir savaşa girişmesi kaçınılmaz görünmektedir. Kötü bir büyüye kurban olan Kraliçe Nefertari'nin sağlığı giderek bozulurken ve Mısır topraklarına sızan Hitit casus şebekesi ortalığı kasıp kavururken, Ramses bu savaşa nasıl hazırlanacaktır? Ramses, Kraliçe'yi kurtarabilecek tek ilacı bulmak için Güney'e gitmek sonra da Kuzey'de Hititlerle savaşmak zorundadır.

    Ramses-II-Milyonlarca Yılın Tapınağı- CHRİSTİAN JACQ

    Işığın Oğlu Ramses, yakında Mısır tahtına oturacaktır. Güçlü bir firavun olması için gereken her şeye sahiptir: Onu koşulsuzca seven karısı Nefertari ile annesi Tuya ve çocukluğunda edindiği güçlü arkadaşlıklar... Yine de genç firavun tahtını korumak için büyük bir mücadele vermek zorundadır. Çünkü düşmanları Ramses'i tahtdan düşürmek için yeni planlar yapmıştır. Ramses ağabeyi Şenar'ın tuzaklarından, gizemli bir büyücünün kara büyüsünden ve Hititlerin entrikalarından kurtulmayı başarabilecek midir?

    Ramses I- Işığın Oğlu- CHRİSTİAN JACQ

    DÜNYADA SATIŞ REKORLARI KIRAN TARİHİ ROMAN
    I. Seti, güçlü ve sevilen bir hükümdardır. Akıllı yönetimi sayesinde, ülkesini dünyanın en güçlü imparatorluğu yapar. Ancak tahtı devretme zamanı yaklaştığı için iki oğlu arasında bir seçim yapmak zorundadır. Henüz on dört yaşında olan Ramses, azimli, dürüst ve akıllıdır; ancak gençliğininin verdiği heyecan zaman zaman hata yapmasına yol açmaktadır. Genç Ramses'in rakibi olan, kurnaz ve hain ağabeyi Şenar ise, taht yolunda küçük kardeşini engellemek için her türlü komploya girişmeye hazırdır.

    Cuma, Şubat 24, 2006

    Yaz Bitmesin- İCLAL AYDIN

    Sanki hiç vedalaşmamışım herhangi biriyle... Sanki artık hiç özlemiyorum... Kimseyi... Yazlıklardan ayrılanlar güneşten solmuş tişörtlerinin omuzlarında getirirlerdi küçük yaz aşkının ayrılığını... Mektuplarla, arada bir güçlükle açılan telefonlarla yaşatılırdı biraz daha... Yaz bitimi, 20'li yaşlarım başlayana dek daha derin acıtırdı kalbimi ve o zamanlar daha çabuk onarabilirdi kalbim kendini. Bir ayrılığın, uzun bir yola çıkmanın, bir şehre son kez bakmanın burukluğu ile baş etmeyi öğrendim sonunda.

    Sardalya Sokağı- JOHN STEİNBECK


    ''Sardalye Sokağı'', Steinbeck' in önemli yapıtlarından biridir. Sardalye Sokağı'nın aylak tiplerinin yaşamlarını canlandırıcı bu romanında yazar, ilk bakışta, lirik bir dilde gündelik ve sıradan şeyler anlattığı izlenimini verir. Oysa Steinbeck, bu sokakta yaşayan, maddiyattan çok insanlığa, sevgiye ve arkadaşlığa değer veren insanların gözüyle hayatın bir tablosunu çizmeye çalışır. Yalın yaşamlarının ötesindeki incelikleri ustalıkla sergiler. Yazarın anlattığı bu başıboş ve erdemli kişileri sizlerde seveceksiniz.

    ABD' li yazar John Steinbeck (1902 - 1968), insan - doğa ve insan - insan ilişkilerini, özellikle de, çalışan tüm kesimlerin yaşamlarını anlatmakdaki başarısıyla ünlüdür. Sardalye Sokağı, hiç kuşku yok ki, yazarın en tanınmış yapıtlarından biridir. Küçük insanların serüvenleri hiç bir kitapta böylesine acımasız, ama aynı zamanda böylesine sevecen dile getirilmemiştir. Beğeniyle okuyacağınız çarpıcı bir roman...

    Sardalye Sokağı'nın karmaşasında, hayatın bir yerinden tutunmaya çalışan uyumsuz insanlar -kumarbazlar, fahişeler, ayyaşlar, serseriler ve sanatçılar- yanyana yaşarlar.Sahibi olduğu genelevi sanat gibi işleten kızıl saçlı Dora, Salaş Palası mekan seçen Mack ve onun iyi niyetli zavallılar çetesi, Salaş Palas'ın ve yerel dükkanının uyanık sahibi Lee Chong, korkak ressam Henri ve bu marjinal topluluktaki bilgeliğin ve cömertliğin kaynağı olan Doc.Macera, muziplik ve gerçek hayatın zorluklarıyla harmanlanan Sardalye Sokağı, Steinbeck'in, memleketi Kaliforniya'ya canlı bir selamı.

    Beşinci Dağ- PAULO COELHO


    İlyas Peygamber'in romanlaştırılmış öyküsü. İ.Ö. 870 yılında İsrail'den ve bu ülkenin korkunç kraliçesi Yezavel'den kaçıp Fenike'ye sığınan İlyas, orada, Tanrının İsrail'e yeniden dönmesine izin vereceği günü beklerken, ona kucak açan, evinde ağırlayan dul kadına ve oğluna büyük bir sevgiyle bağlanır. Ne var ki, Asurluların saldırısıyla yerle bir olan Akbar kentinde, sevdiği ve hiçbir zaman açıklamadığı bu güzel kadın yıkıntılar altında kalarak can verir. İlyas, sevgisinin gücüyle, ona verdiği sözü yerine getirmek için, Akbarlılara önderlik edip kentin yeniden kurulmasını sağlar. Tanrının çağrısı üzerine, sevdiği kadının, sonradan kenti yönetecek olan oğlunu orada bırakarak İsrail'e geri döner. Beşinci Dağın doruğunda, başımıza gelen felaketlerin birer ceza değil, aşmamız gereken bir meydan okuma olduğunun bilincine varır. Paulo Coelho'ya göre, yaşamımızda karşılaştığımız engellerin, acıların, hüzünlerin hepsi, erince ve mutluluğa açılan birer kapı. Bu erince ve mutluluğa ulaşmanın giziyse, 'hiçbir zaman vazgeçmemek'. Yazdığı kitaplarla bugüne kadar dünyada yirmi milyondan fazla okurla buluşan Paulo Coelho, sıcak ve usta anlatımıyla bir kez daha büyülüyor okurlarını.

    Kitaptan alıntılar:

    "Yaşamımın anlamı, benim ona vermek istediğim anlamdı yalnızca."

    "İlyas meleğe dedi ki: Benim,Tanrı'dan gelen güç dışında bir gücüm yok.
    Melek cevap verdi: Kimsenin yok.Herkesin sahip olduğu güç yalnızca Tanrı'nın gücü,ama kimse o güçten yararlanmıyor."

    "Hiç bir fırsat, tek fırsat değildir."

    Çarşamba, Şubat 22, 2006

    Cennet- V.C.ANDREWS


    Casteel'ler fakir bir Georgia ailesinden gelirler. Yiyecek, içecek, üstlerine giyecek elbiseden yoksun,ısınma ve aydınlanma gibi gereksinmelerden mahrum bir halde yaşamaktadırlar. İçlerinden Heaven Leigh Casteel, ailenin en güzel kızı olarak çevredekilerin dikkatini çeker. Babalarının yaptığı kötülüklere rağmen Heaven, kardeşi Tom ve diğer küçük kardeşleri bir gün bu utanç dolu hayatı unutabilecekleri ümidiyle günlerini büyük bir sabırla geçirmektedirler. Fakat durumları gittikçe kötüleşir. Hezvan'ın babası eve çok ender gelmeye başlar. Çok sert ve kaba bir kadın olan annesi Sarah, ailesini terkeder. Bu şartlar altında aile reisi Casteel, çocukları değişik ailelere satmaya başlar. Heaven ve küçük Casteel'ların gelecek için bütün ümitleri de böylece azalmış olur.

    Cumartesi, Şubat 11, 2006

    Firavun-Kleopatra II. cilt- KAREN ESSEX


    Sürgünden dönüp "Mısır'ın İki Toprağının Firavunu" oldu. Sezar'ın, Roma'nın en güçlü adamının aşkını kazandı ve ona hayatı boyunca sahip olduğu tek oğulu verdi. Sezar katledilince, cesur Marküs Antonyus'un aşkına sığındı. Kaybettiklerini geri almak için Roma topraklarını kanla dolduran büyük savaşlara girdi. Oysa kader bu tutkulu kadının, Kleopatra'nın yanında değildi. Geri dönmek için çırpındığı taht ona iktidar değil, ölüm getirecekti.

    Kleopatra- KAREN ESSEX


    Bir Mısır firavununun sevgili kızıydı. Ezilip boyun eğdirilmiş bir halkın öfkesine ve kendi soyunun ihanetlerine karşı savaştı. Her yanından saldıran düşmanlarına karşı tahtını korudu, sürgüne gitti, aşkı tanıdı ve düşmanlarına karşı paralı askerlerden oluşan bir ordu kurdu. Bütün bunları yirmi yaşına varmadan yaptı. O, Kleopatra'ydı. Bu kitapta okuyacaklarınız, onun bugüne kadar anlatılmamış öyküsüdür.

    Cuma, Şubat 10, 2006

    Truva- LİNDSAY CLARKE


    Aşk, uğruna savaşmaya değecek bir şeyse, Truva bunun en çarpıcı örneği. Anadolu topraklarında yeniden soluk almaya başlayan 3 bin yaşındaki aşk ve savaş efsanesinin büyüleyici romanı. Yeryüzünün en yakışıklı erkeği Paris; üç tanrıça içinde en güzelini seçmekle görevlendirilir. Tanrıçaların kişiliğinde üç seçenek sunulmuştur ona: İktidar, bilgelik, aşk. Paris aşkı seçer, yeryüzünün en büyüleyici kadınını kazanır ve... Dünyanın en büyük, en acımasız savaşına yol açar. Truva, hem halen şiddetli çatışmalarla sarsılan bir dünyaya ve kendi deneyimlerimizin önemli öğelerine hitap ediyor, hem de tarih öncesinden mirasımız olan zengin mitolojik kaynakları okurun hayal gücünün önüne seriyor.

    Kumarbaz- DOSTOYEVSKİ


    General'in evinde özel öğretmen olan Alexis Ivanovitch, sevgilisini borçtan kurtarmak için girdiği kumarhanede, kazanmak ya da kaybetmekten daha önemli bir şeyi, içindeki kumarbaz ruhu fark eder. Ve bu farkedişin ardından rulet masaları başında yitirilen işin, aşkın hatta bizzat hayatın öyküsü başlar....İçi dünyamızın somut olmayan gerçekleri üzerinde yaptığı cesur tahlillerle dünya edebiyatına damgasını vuran Dostoyevski, sürgün yıllarının ardından kaleme aldığı Kumarbaz'da aşkın, ihtirasın ve paranın kurbanlarını resmediyor.

    Kumarbaz, tüm varlığını, gücünü, yeteneğini rulet masasına yatıran; bilinmeyene, tehlikeye özlem duyan; hem başkaldıran, hem korkan; içinde binbir türlü çelişki barındıran kumara tutkun bir adamın romanı. Kendisi de bir süre kumarın tutsağı olan Dostoyevski, belki hiçbir romanına kendi yaşamından bu kadar çok şey katmamıştır. Hiçbir şey yazmasıydı bile, Kumarbaz onu Dostoyevski yapmaya yeterdi.

    Dostoyevski'nin ünü ve etkisi dünyaca büyük romanlarından kaynaklanır; ancak yazar, uzun öykülerinde de insan ruhunun dehlizlerine dalmış; hayal ve fantezilerinin dünyasında, hayatın gerçeğinden kopuk yaşayan insanların yalnızlıklarına, hayata 'tutunma' çabalarına okurunu yürekten yakalayan sağlam yapılı anlatılarla pencereler aralamıştır.

    Salı, Şubat 07, 2006

    Melekler ve Şeytanlar- DAN BROWN


    Çok eski gizli bir kardeşlik örgütü. Dünyayı yok edecek ölümcül yeni bir silah, akıl almaz bir hedef.

    Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon efsanevi gizli örgüt Illuminati'nin -Galileo zamanından beri Katolik Kilisesi'nin bağnaz inançlarını lanetleyerek bilimin yararlarını yücelten- hala faaliyette olup cinayetler işlediğini öğrenince şok geçirir. Parlak bir fizikçi olan Leonarda Vetra cinayete kurban gitmiştir. Tek gözü oyulmuş ve göğsü örgütün sembolüyle dağlanmıştır. Bilim adamının son buluşu güçlü ve çok tehlikeli enerji kaynağı karşımadde çalınmış ve yeni Papa seçiminin gerçekleşeceği gün Vatikan Şehri'nin altına saklanmıştır. Langdon, Vetra'nın meslektaşı ve aynı zamanda kızı olan Vittoria ile medeniyeti yok olmaktan kurtarmak amacıyla Roma sokaklarında, kiliselerde ve katakomplarda soluk soluğa koşuşturarak 400 yıllık izi sürerek Illuminati'nin izini bulmaya çalışırlar.

    Brown bu romanda tıpkı bir hokkabaz gibi havaya yüzlerce top fırlatıp hiçbirini yere düşürmeden okuyucuyu inanılmaz bir gerileme sürüklüyor.

    Pazartesi, Şubat 06, 2006

    Vatikan Sırları- PAUL L. WİLLİAMS


    "Mafya lideri anlaşmanın son sayfasını da okuduğunda başını kaldırıp Papa'ya baktı ve gülümsedi. Papa anlaşmayı çoktan imzalamış ve mühürlemişti. Sindona anlaşmayı imzaladıktan sonra eğildi ve papanın elini öptü. Papa da onu kutsadı. 'Şeytanın Saltanatı' başlamak üzereydi."

    1929 yılında Papa XI. Pius farelerin cirit attığı sarayında Vatikan'ın en temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek bütçeden yoksundu. Ama Vatikan'ın kaderi yine aynı yıl faşist lider Mussolini ile yaptığı anlaşmadan itibaren değişmeye başladı.

    Şimdi Vatikan'ın sahip olduğu mal varlığı tahmin edilemeyecek boyutlarda. Vatikan Bankası, son zamanlarda milyarlarca dolarlık yolsuzluk, uluslararası skandallar, esrarengiz cinayetler, kara para aklama operasyonlarının kaynağı haline geldi. Vatikan Bankası'na yüzlerce dava açıldı. Yine de Vatikan hepsinden sıyrılmaya başardı. Peki ama nasıl?

    Bir spekülatör gibi borsada boy gösteren, sahte bono ticaretine giren, sahip olduğu bankası yasadışı yollardan para transferi yapan, vergi cenneti ülkelerde sayısı belirsiz şirketi olan, uyuşturucu mafyasıyla, mason localarıyla sıkı iş bağlantıları, ortaklıkları bulunan yapı nasıl işliyor? Şaibeli bazı ölümler ve cinayetlerle adı sıkça anılan, P-2 skandalının tam göbeğinde yer alan mason kardinalleri ile Roma Katolik Kilisesi, nasıl oluyor da her seferinde tüm bu kirli işleri hiçbir ceza almadan 'nakde çevirmeyi' beceriyor?

    Pazar, Şubat 05, 2006

    Paris'te Son Osmanlılar- HIFZI TOPUZ


    Hıfzı Topuz, Meyyale ve Taif Ölüm'den sonra, bu yeni romanında da yakın Türk tarihinin önemli simalarına ve olaylarına ışık tutmayı sürdürüyor. On dokuzuncu yüzyılın ortalarından başlayarak yirminci yüzyılın başına kadar gelen bir dönemde, padişahlık rejimine karşı Türk aydınlarının verdiği mücadelelerin ve Batıtılaşma çabalarının anlatıldığı Paris'te Son Osmanlılar'da, Namık Kemal, Abdülhak Hamit, Sami Paşazade Sezai, Ali Suavi gibi ünlü yazar ve gazetecilerin yaşamlarından, politik mücadelelerinden kesitler verirlerken, Abdülmecit'in kızlarından Mediha Sultan'ın aşkları, evlilikleri ve çileli hayatı gözler önüne seriliyor.

    Veronica Ölmek İstiyor- PAULO COELHO


    Veronika Ölmek İstiyor, Brezilyalı yazar Paulo Coelho'nun yeni romanı. Yayınladığımız öbür romanlarından, olaylar hep geçmiş dönemlerde geçiyordu, oysa bu romanda olaylar günümüzde geçiyor, hem de oldukça yakınımızda: Bosna ile sınır komşusu olan Slovenya'da. Veronika, görüşte, her istediğine sahip bir genç kadındır; renkli bir yaşam sürer, yakışıklı erkeklerle gezip tozar, ama mutlu değildir. Yaşmında bir şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Bir gün ölmeye karar verir. Aşırı dozda ilaç alınca hastaneye kaldırılır. Orada kendiisne birkaç günlük ömrü kaldığı söylenir. Akıl hastanesinde kaldığı sürece çeşitli insanlarla, çeşitli dünyalarla tanışan Veronika, yabancısı olduğu yeni duyguları keşfeder: Kin, korku, aşk, hatta cinsellik. Ölümü beklerken, çevresindeki insanları gözlemlerken, Veronika, varoluşunun her dakikasının yaşamla ölüm arasında bir seçim olduğunun farkına varır. Paulo Coelho , bu yeni kitabında, çağımız insanını rahat bırakmayan delilik olgusunu işliyor; toplumun normal kabul ettiği kalıpların dışına düşen insanları anlatıyor. Veronika Ölmek İstiyor farklı düşünceleri yüzünden sık sık başka insanların önyargılarını göğüslemek zorunda kalanlar için değişik bir yaşam tarzı bulma ihtiyacını irdelerken, insanlığın temel sorunlarından birini içeriden bir yaklaşımla ortaya koyuyor.